Güncelleme Tarihi: 01 Ağustos 2019

Gösterim: 1506

Genel Bilgiler

      Sosyolojinin akademik ve bilimsel bir disiplin olarak bağımsızlığını kazanma hikayesi 19. yüzyıla dayanır. Bu yüzyılda Avrupa’da yaşanan pek çok yeni gelişme (sosyal, siyasal, endüstriyel, ekonomik, kültürel ve coğrafi) modern toplumun şekillenmesinde etkili olmaktaydı. Aynı zamanda modern toplum, kendisini inşa ederken daha önce karşılaşılmamış olan sorunları da beraberinde getirmekteydi. Sosyoloji, tam olarak bu noktada bilimsel bir disiplin olarak, söz konusu sorunların anlaşılabilmesi ve çözümlenebilmesi adına ortaya çıkmıştır. Bu yönüyle sosyoloji, modernizmi ve modern toplumun sorunlarını yine modern toplumun var olduğu zeminin üzerinde durarak analiz eden bir bilim dalına dönüşmektedir.

      Sosyolojinin akademik anlamda bilimsel bir disiplin ve bağımsızlık kazanması 19. yüzyıla denk geliyor olsa da, sosyoloji tarihi yeryüzünde toplumların ve dolayısıyla toplumsal ilişkilerin var olduğu her dönemde ve her coğrafyada bir tür düşünme biçimi olarak var olmuştur. Bu nedenle sosyoloji denildiğinde, yalnızca “toplum bilim” ya da “toplumsal olayları ve sorunları inceleyen, analiz eden, toplum hakkında çözümler üreten” bir bilim dalı olarak tanımlamak yeterli olmamaktadır. Elbette bilimsel bir tanım yapılması gerektiğinde burada söylenenler yeterli olacaktır. Ancak sosyolojinin, toplumsala ve insana dair olan bütün ilişki biçimlerine (hatta ilişki kurmama biçimleri de dahil olmak üzere) temas eden yapısı, sosyolojiyi geniş bir perspektifin içerisinde düşünmeyi gerektirmektedir. Dolayısıyla sosyoloji, beyaz bir ışığa tutulduğunda, onu kırarak içerisinde barındırdığı diğer bütün renkleri açığa çıkaran bir prizmaya benzemektedir. Bu yönüyle bilim dünyası içerisinde sosyoloji, toplumsalın zemininden yine toplumsala bakarken onun yapısında var olanları ortaya çıkaran olmazsa olmaz bir düşünme ve uygulama alanıdır.

     Sosyoloji bilimsel bir disiplin olarak başlangıçta Avrupa’nın kendi sorunlarına yönelik bir alan olarak ortaya çıkmış olsa da 19. yüzyılda Osmanlı’da meydana gelen modernleşme hareketlerinin etkisiyle Türkiye coğrafyasına ve bilim alanına tarihin erken dönemlerinde dahil olmuş bir bilimdir. Böylece 20. yüzyılın başlarında, 1914’te, Ziya Gökalp’in İstanbul’da kurmuş olduğu akademik kürsü ile sosyoloji Türkiye’de bilimsel bir alan olarak kendisine resmî anlamda yer bulmuştur. Bu yıllar ile birlikte Türkiye’de kendi toplumsal sorunlarına yönelme kaygısı ile hareket eden belli başlı sosyoloji ekolleri ortaya çıkmıştır. Türkiye’de sosyoloji bu bakımdan köklü bir geçmişe sahiptir.

      Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Sosyoloji Bölümü ortaya koyacağı çalışmalar ile ulusal ve uluslararası sosyolojiye bilimsel katkılarda bulunmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda bölümümüz, sosyolojinin söz konusu geniş ve zengin perspektifini eğitim aracılığıyla öğrencilerine aktarmak ve bu "sosyolojik düşünme" perspektifine sahip donanımlı sosyologlar yetiştirme gayesindedir.